Yüzde Dolgu Uygulamaları
Son yıllarda teknolojideki gelişmeler ile birlikte yüz bölgesinde sıklıkla kullanılan uygulamalardan bir tanesi de dolgulardır. Dolgu adı üstünde boş olan alanları doldurmak için kullanılmaya başlanmışsa da günümüzde birtakım bağlayıcı dokuların etrafında çalışılarak kaldırma etkisinden veya bazı maddelerin üretimini uyararak gençleştirici etkisinden de faydalanılmaktadır. Zamanın yüzümüzdeki etkilerini yavaşlatmak veya bazı durumlarda geri çevirmek çok iyi bir fikir olsa da yüz bölgesinde yapılacak bu tür invazif (girişimsel) uygulamalar planlanırken son derece dikkatli olmak gerekmektedir.
Zaman geçtikçe yüzümüzdeki cilt altı yağ dokusu incelmeye, cildimizdeki kollajen ve elastin azalmaya başlar. Mimik kaslarımızın cilde direk etki etmesi ile birlikte yüzümüzde kırışıklıklar belirginleşir. Yerçekimin etkileri ile dokular bir miktar aşağıya doğru da yer değiştirir. Tüm bunlar görünümümüzde istenmeyen değişiklikler olarak karşımıza çıkar. Altta yatan patolojiye yönelik yaklaşımlar bu etkileri en aza indirebilir, yavaşlatabilir veya gizleyebilir. Dolgular son yıllarda bu amaçla en çok başvurulan çözümlerdendir. Dolgular artık modern yüz plastikte incelen dudakları kalınlaştırmak, yanak içlerini dolgunlaştırmak, elmacık ve çene kemiklerini belirginleştirmek ve göz etrafındaki kırışıklıkları gizlemek için sıkça kullanılmaktadır. Adı üzerinde temel amaç zamanla boşalan ve çöken dokuları doldurarak daha genç ve sağlıklı bir görünüm sağlamaktır.
Yüz bölgesinde uygulanacak herhangi bir dolgu bir yabancı cisimdir dolayısıyla FDA onaylı, tüm dünyada kullanılmakta olan, gerekli çalışmaları yapılmış, güvenilir markaların tercih edilmesi gerekir. Ayrıca yüzün uygulanacak bölgesine uygun dolgu seçilmektedir.
Biz kliniğimizde FDA onaylı hyalüronik asit içeriği yoğun dolguları tercih etmekteyiz. Bu dolgular hayvan veya insandan elde edilmedikleri için herhangi bir reaksiyon yapma riskleri yok denecek adar azdır. Ayrıca vücudumuz tarafından metabolize edilebilmeleri avantajdır. Kullanılan dolgunun ne kadar süreyle yerinde kalacağı ne zaman metabolize olarak etkisini yitireceği kişinin metabolik durumuna, cilt yapısına, kas yapısına göre değişiklik gösterebilir.
Dolgu uygulaması öncesi mutlaka ayrıntılı bir yüz muayenesi yapılmalı ve hangi bölgelere ne tarz bir dolgu seçileceğine yüzün yapısına göre karar verilmelidir. Dolgu uygulamaları ile mimik kasları bloke edilemeyeceğinden dolgu ile botulinum toksini etkileri sağlamak (alın çizgilerinin ve kaz ayaklarının açılması, kaşların kaldırılması vs.) mümkün değildir.
Ancak şakaklarda, yüz ortasında, dudaklarda, çene ve elmacık bölgesinde güzel sonuçlar alınabilmektedir. İlk zamanlar oldukça popüler bir uygulama olarak başlayan göz altı dolguları ise son yıllarda görülen problemler dolayısı ile neredeyse terk edilmiştir. Kliniğimizde de göz altı için dolgu dışı çözümler daha ön plandadır. Uygulama öncesi kan sulandırıcılar kesilmelidir.
Her ne kadar çok yaygın bir şekilde kullanılıyor olsa da yüz bölgesinde yapılacak dolgu uygulamaları ciddi bir yaklaşım gerektirir. Gerek invazif (girişimsel) bir işlem olması gerekse uygulanan materyalin sonuçta bir çeşit yabancı cisim olması nedeniyle, doğru ellerde, uygun malzemenin doğru şekilde kullanılması son derece önemlidir. Bölgesel kızarıklık, şişlik, allerjik reaksiyonlar gibi nispeten basit sıkıntılardan abse ve enfeksiyon gelişimi, doku nekrozu, görme kaybı ve körlük gibi oldukça ciddi sonuçları olabilen komplikasyonlar görülebilir. Herhangi bir komplikasyonda acilen doktorunuzla temasa geçmek son derece önemlidir.