Oküplastik

Tedavilerimiz hakkında detaylı bilgi ve konsültasyon için bize ulaşabilirsiniz

Tiroid Orbitopati (Graves Orbitopati)

Tiroid beziyle ilgili rahatsızlıklar oftalmoloji (göz hastalıkları) açısından ayrı bir öneme sahiptir. Vücut metabolizmasında oldukça önemli bir rolü olan tiroid bezi ve tiroid hormonlarının düzensizliğinde ortaya çıkan rahatsızlıklar vücudun birçok bölgesini etkilediği gibi gözleri de ayrıca etkilemektedir.

Graves orbitopati veya Tiroid oftalmopati (orbitopati) adı verilen bu hastalıkta özellikle göz çevresindeki yumuşak dokular belirgin şekilde etkilenir ve bu yüzden oldukça hassas olan gözlerimiz dolayısıyla da görme risk altına girer. Temelinde otoimmün yani vücudun bağışıklık sistemiyle ilgili bir rahatsızlıktır. Fazla çalışan tiroid beziyle ilgili olabildiği gibi az çalışan veya dengesiz çalışan tiroid bezi hastalıklarında da görülebilir.

Gözler etrafındaki yumuşak dokuların (yağ dokuları, kaslar, gözyaşı bezleri) tutulması ile bu dokularda ortaya çıkan ödem (sıvı toplanması, şişlik) orbita adını verdiğimiz kemik boşlukta yerleşmiş olan gözler üzerinde basınç oluşturur. Bu basıncın etkisi ile gözler kemik doku olmayan tek yere yani öne doğru yer değiştirirler. Hastalarda anormal şekilde açılmış, öne doğru fırlamış, şiş, kızarık göz görüntüleri oluşur. Göz hareketlerini sağlayan kasların etkilenmesi ile göz hareketlerinde kısıtlılık, çift görme (diplopi) gibi şikayetler de görülebilir. Kontrolsüz ve ilerlemiş vakalarda gözlerin arkasında yer alan ve görüntünün beyine taşınmasını sağlayan görme siniri (optik sinir) üzerindeki baskı bu oldukça hassas sinirin yıpranmasına yol açabilir. Tedavinin geciktiği durumlarda sinirdeki yıpranmaya bağlı geri döndürülemeyen görme kaybı ve hatta körlük (optik atrofi) ortaya çıkabilir.
Sigara kullanımı tiroid orbitaopati açısından en önemli ve neredeyse bilinen tek önlenebilir risk faktörüdür. Tiroid hastalarının yaklaşık beşte birinde tiroid orbitopati görülebilse de sigara kullananlarda bu oran 6-8 kat daha fazladır. Bir diğer önemli önlenebilir risk faktörü ise tiroid hormonlarının dengeli olmasıdır. Düzenli aralıklarla yapılan kan testleri ve devamlı bir endokrinoloji takibi bu hastalar için elzemdir. Yine de oldukça sıkı kontrol altında kalınsa ve tiroid fonksiyon testleri ideal değerlerde tutulabilse bile yine de her tiroid hastasında hastalığın bir evresinde tiroid orbitopati görülme riski vardır.

Hastalığın etkilediği dokulara bağı olarak sıklıkla görülen semptomlar şunlardır.

Kızarık, şiş ve öne doğru çıkmaya başlamış gözler
Göz kapaklarında kızarıklık, şişlik ve torbalanma
Göz kapaklarında fazlaca açılma ve geriye doğru çekilme
Göz hareketlerinde kısıtlılık ve çift görme
Gözlerde batma, yanma, aşırı sulanma veya kuruluk hissi
Görmede bulanıklık
Zaman zaman kimi hastalar tiroid tanısını dahi ilk olarak gözlerdeki bulguların ortaya çıkması ile alabilirler. Sistemik bir rahatsızlığa bağlı ayrıca otoimmün, yani vücudun bağışıklık sisteminin de dahil olduğu bir rahatsızlık olduğundan dolayı multidisipliner yani dahiliye, endorkinoloji ve göz hastalıklarının birlikte ilerlemesinin hasta için en doğru sonuçları vereceği bir durumdur. Gözlerin ve görmenin korunabilmesi için özellikle oküloplasti konusunda uzman bir hekime mutlaka danışılmalıdır.

Hastalığın evresine, etkilediği dokulara ve seyrine göre değişik tedavi seçenekleri mevcuttur. Erken dönem hastalarda sistemik ve/veya oral steroid tedavileri fayda sağlayabilir. İlerlemiş durumlarda ise genellikle cerrahi tedavi (orbita dekompresyonu) endikasyonu doğmaktadır. Cerrahi tedavi çokça ileriye çıkmış bir gözü eski yerine getirmek için daha estetik kaygılarla uygulanabileceği gibi, kimi zaman baskı altındaki bir görme sinirini rahatlatarak görme kaybı ve körlük gibi oldukça ciddi bir durumun ortaya çıkmasını engellemek üzere de uygulanabilir.

Ayrıca çift görme (diplopi) şikayeti olan hastalarda göz kaslarına yönelik şaşılık operasyonları veya göz kapağı anormallikleri (fazla açılma, çekilme, kapak retraksiyonu) olan hastalarda gözkapağına yönelik operasyonlar gerekli olabilir. Hastalığın hangi evresinde olunursa olunsun, izlenecek yol, uygulanacak cerrahi ve/veya medikal tedavilerin düzenlenmesi bakımından hastaların mutlaka konuya hakim bir oküloplasti uzmanı tarafından görülmesi
önemlidir.

Tiroid orbitopati hastalarında hastalığın bir evresinde cerrahi tedavi gündeme gelebilir. Genellikle çokça ileriye çıkmış gözleri eski yerine getirmek için kimi zaman da görme siniri üzerindeki baskıyı giderebilmek için orbita dekompresyonu adı verilen operasyon uygulanabilir. Bu operasyon adından da anlaşılacağı gibi bölgedeki basıncı azaltabilmek amacıyla yapılır. Bunu yapabilmek için de gözlerimizin içerisinde yerleştiği orbita adı verdiğimiz kemik dokuyu genişletmek gerekmektedir. Ayrıca göz etrafındaki fazlaca şişmiş ve ödemlenmiş yağ paketlerinin de bir kısmı alınarak basıncın azalmasına katkı sağlanabilir. Amaç alanı genişleterek gözlerin eski yerlerine ve baskı altında kalmadan oturabilmesini sağlamaktır. Dolaysıyla hem fonksiyonel ve hem de estetik kaygı güdülen bir yaklaşımdır.

Dekompresyon cerrahisi genel anestezi altında tek tek veya iki göze aynı seansta müdahale edilerek gerçekleştirilebilir. Mümkün olduğunca göz kapaklarındaki katlantı çizgilerinden veya kapak iç kısımlarından mikro kesiler yapılır, böylece operasyon sonrası istenmeyen cerrahi izlerin kalması engellenmiş olur. Hastalar operasyon sonrası ilk bir iki günü hastanede geçirebilir. Dren eğer konulmuşsa 1-2 gün sonra alınabilir. Genellikle gözler kapatılmaz ancak operasyona bağlı şişlikler için özellikle ilk birkaç gün daha yoğun olmak üzere buz uygulaması ve topikal damla merhem kullanılır. Dikiş kullanıldıysa 10 gün civarında alınır. Genellikle kalıcı sonuçları olan yüz güldürücü müdahalelerdir. Daha önce de bahsettiğimiz gibi estetik açıdan uygulanma gereksinimi olabildiği gibi kimi hastalarda acil olarak da gündeme alınabilmektedir.

Orbita dekompresyonu oldukça özellikli ve hassas bir cerrahi olduğundan, başarılı ve yüz güldürücü bir sonuç için tiroid orbitopati konusunda bilgili ve dekompresyon cerrahisine hakim bir oküloplasti uzmanı ile ilerlemek en doğru tercih olacaktır.